26 Haziran Dünya Uyuşturucu İle Mücadele Günü Kapsamında Şehir Meydanında Gerçekleşen Yürüyüş Sonrası Amatem Servisimizin Açılışının 1.Yıl Dönümü Kutlama Törenini Gerçekleştirdik.
26 Haziran Dünya Uyuşturucu İle Mücadele Günü Yürüyüş Etkinliğine Amatem Servisi Olarak Katıldık
26 Haziran Dünya Uyuşturucu İle Mücadele Günü Etkinliğinde Amatem Bilgilendirme Standı Açarak Yer Aldık
26 Haziran Dünya Uyuşturucu İle Mücadele Günü Etkinlikleri Kapsamında Amatem Servisinin 1. Açılışı Yıldönümünü Kutladık
Başhekim yardımcısı ve amatem birim sorumlusu Uzm. DR. Ayşegül KOÇ yaptığı konuşmasında amatem çalışmaları hakkında bilgi verdi. Tören sonunda amatem kliniğinde tedavi görerek alkol ve maddeden arınan hastalara sertifikaları verildi.
Uzm.Dr. Ayşegül KOÇ Konuşmasında;
Bağımlılık; Kişinin bir çok olumsuz sonuçlarına rağmen tekrarlayan şekilde bağımlılık yapıcı maddeyi kullandığı beyni etkileyen bir hastalıktır.
Bağımlılığın temel özelliği alkol ya da madde kullanımına bağlı belirgin sorunlara rağmen, kişinin madde kullanımını sınırlamakta güçlük yaşaması, madde kullanımını sürdürmede ısrar etmesi, madde kullanımına diğer faaliyet ve zorunluluklardan daha fazla öncelik vermesi, gittikçe daha fazla maddeye ihtiyaç duyması ve madde almadığında sıkıntılar yaşamasıdır.
Kişide kullandığı maddeyi azalttığı, alamadığı ya da kullanmadığı zamanlarda terleme, titreme, çarpıntı, huzursuzluk, hayal görme, uykusuzluk, sinirlilik, kas kasılmaları, baş ağrısı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Yoksunluk belirtilerini yatıştırmak için tekrar madde almak zorunda kalır. Bu bir kısır döngü sürecine dönüşür.Kişi kullandığı madde üzerinde kontrolünü kaybetmekte kullanmaya başlayınca duramamaktadır.
Bağımlılık sadece kişi üzerinde değil ailesel, toplumsal, yasal, ekonomik yıkıcı sonuçlara sebep olmaktadır. Kişinin sağlığını olumsuz etkilemek yanında aile ve çevresi ile iletişiminin bozulmasına, boşanmasına, iş ve maddi kayıplar yaşamasına sebep olmakta, suç işleme ihtimalini artırarak adli olaylara karışmakta, gittikçe yalnızlaşmaktadır. Tüm bunlar toplumsal değer yargılarını olumsuz etkilemekte, ayrıca ülke ekonomisine önemli yükler getirmektedir.
Uyuşturucu bağımlılığı günümüz dünyasının en önemli problemlerinden biridir. Bunun en önemli sebebi uyuşturucunun terörün önemli finansman kaynaklarından biri olmasıdır.
Ülkemiz diğer ülkelerle karşılaştırıldığın da uyuşturucu madde kullanımı düşük seviyelerdedir. Yine ilimiz diğer illerle karşılaştırıldığında uyuşturucu madde kullanımı çok düşük seviyelerdedir. Ancak tüm dünyada artma eğiliminde olması ülkemiz ve ilimiz içinde risk oluşturmaktadır.
Koruyucu önleyici çalışmalar, bağımlı olan bir kişiyi tedavi etmekten çok daha az maliyetlidir. Koruyucu önleyici çalışmalar ile kişi ve toplum üzerindeki uyuşturucu maddenin yıkıcı etkileri de ortaya çıkmadan önlenmiş olur.
Önleyici çalışmalar çocuğun hayata ilk adımını attığı aile içinde başlamalıdır. Anne babalar ve bakım verenler çocuklarının ihtiyaçlarına duyarlı olmalı, onlarla güçlü bağlar geliştirmeli, koşulsuz sevgi göstermeli, iyi-kötü, doğru-yanlış gibi değerleri kazandırmalı, sağlıklarını korumalarının ve zararlı maddelerden uzak durmalarının önemi ve gerekliliği konusunda eğitmeli, nasıl problem çözüleceği, stresle nasıl başa çıkılacağı, nasıl mutlu olunacağı konularında iyi bir örnek olmalı, çocuğa özgüven kazandırılmalı, yaşına uygun kurallar koymalıdır. Ayrıca spor, müzik, resim vb. aktivitelere katılımı için çocuğu desteklemelidir. Kurumlarda çocuk ve gençlerin boş zamanlarını geçireceği, kendini geliştireceği sosyal ortamlar oluşturmalıdır.
Aile dışında çocuk ve gencin beceri kazandığı, sosyalleştiği, geliştiği, arkadaş ilişkilerini düzenlediği mekanlar olan okullar uyuşturucu ile mücadelede çok önemlidir. Güvenli okulların oluşturulması, gençlerin bu okullarda sağlıklı bir şekilde eğitim öğretim görmesi sağlanmalıdır.
Alınan tüm tedbirlere rağmen bağımlılık gelişmişse hızla tedaviye yönlendirilmelidir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa kişiye o kadar çok yardım edilebilir ve kayıplar önlenebilir.
Öz bakımda azalma, okul ve iş başarısında düşme, çevre ile iletişim sorunları, yalnız kalmayı tercih etmesi, sık banyo ve tuvalete gitmesi, aşırı para harcaması, sarhoşluk hali gibi bazı değişiklikler bağımlılık için uyarıcı belirtiler olabilir. Alkol ya da madde etkisi altında değilken kişi ile iletişime geçilmeli, güven verilmeli, düşüncelerine değer verildiği hissettirilmeli, yargılanmamalı, suçlamadan maddenin yaşantısı üzerindeki etkileri gösterilmeye çalışılmalı, tedavi için kişi cesaretlendirilmelidir. Kişi tedavi olmaya ya da bırakmaya niyetlenmiyor ise onun imkanlarını, seçeneklerini daraltarak indirek baskı yöntemleri kullanmak gerekebilir. Çoğu zaman imkanların daraltılması kişinin tedavi için ilk adımı atmasını sağlayabilir.
Tedavi için AMATEM e başvuran uyuşturucu madde bağımlılarına ihtiyaçları doğrultusunda bireye özgü tıbbi, psikolojik ve sosyal tedaviler uygulanmaktadır. Bu amaçla ilimizde AİBÜ –Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları EAH bünyesinde 18.12.2015 tarihinde ayaktan , 08.06.2017 tarihinde yataklı AMATEM kliniği hizmet vermeye başlamıştır.
1yıl içinde 392 hasta ayaktan, 185 hasta yatarak tedavi almıştır. Hastaların 179 ‘ u alkol, 48 eroin, 33 esrar, 2 uçucu madde, 130’ u birden fazla madde bağımlılığı sebebiyle başvurmuştur.
Kliniğimizde Alkol ya da madde kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel yönden tedavisi yanında psiko-eğitim grup terapileri, bilinçlenme toplantıları, beceri geliştirme aktiviteleri, paylaşım grup terapileri, bireysel görüşmeler, uğraş terapileri, sosyal aktiviteler, spor faaliyetleri uygulanmakta, hastanın alkol/madde kullanmadığı yeni yaşam biçimine uyum sağlamasına yardımcı olacak yöntemler geliştirerek kişinin sosyal yönden düzelmesi, ekonomik yönden avantajlı duruma gelmesi, herhangi bir madde kullanmadan yaşamanın tadını hissetmesi, alkol ya da madde kullanımı ile ortaya çıkan yasal olmayan etkinliklerden uzaklaşması, kendisine ve topluma zarar veren davranışların azalması hedeflenmektedir. Ancak bu hedeflere ulaşılabilmesi için iş ve ekonomik düzeyi düzeltme, eğer varsa evsizlikle baş etme gibi sorunların çözümlenmesi gerekir. Bu da ancak bağımlılıkla ilgili toplumsal önyargıların ve negatif ayrımcılığın ortadan kalkması, sosyal desteğin sağlanması, toplumu oluşturan tüm bireylerinin uyuşturucu ile mücadeleye aktif olarak katılması ve kurumların üzerine düşeni yapması ve güçlü bir kurumlar arası işbirliği ile sağlanabilir.
------------------------------------------------
YATAKLI AMATEM KLİNİĞİ’MİZDE;
- İlk amacımız karar vermeden gelen bağımlılığı olanlarda, inkar duygularını kırmak bağımlılığın tedavi edilmediği durumda görülecek sonuçlar hakkında bilgilendirmek, hastanın motivasyonunu mümkün olan en yüksek seviyeye yükseltmektir.
- Değişime karar verenlerde ikinci aşama yoksunluk belirtileriyle mücadeledir. Bu aşamada ilaç tedavisi uygulanmaktadır.
- Bağımlılık tedavisinde sonraki aşama, motivasyonu korumaya çalışmak, madde isteği ile mücadele yollarını konuşmak, aile ve arkadaşlar ile iletişimi yeniden kurmak, hastanın maddenin olmadığı yeni yaşam biçimine uyum sağlamasına yardımcı olmaktır.
Bu amaçla kliniğimizde;
- Her hafta Salı ve Perşembe günleri 14:00-16:00, Çarşamba günü 10.00-12.00 saatleri arasında SAMBA (Sigara Alkol Madde Bağımlılığı Tedavi Eğitim Programı),
- Her pazartesi saat 15:00- 16:00 saatleri arasında Alkol Bağımlılarına yönelik grup terapileri uygulanmaktadır. Alkol grup terapilerine sadece yatarak tedavi alan hastalar değil, ayaktan takip edilen hastalar da katılabilmektedir.
- Hastanın yakın çevresinin bağımlılık ve bağımlılık tedavisi hakkında bilgilendirilmesi, hasar gören ilişkilerin yeniden oluşturulması, bağımlı hastanın iyileşme programına en fazla desteği nasıl verebileceklerini öğrenmeleri açısından aile ile işbirliği önemlidir. Bu nedenle her ayın ilk Cuma günü 10:00-12:00 saatleri arasında AİLE SAMBA (hasta ailelerine yönelik eğitim programı) uygulanmaktadır. Tedavi için gönüllü olmayan bağımlı yakınları da bu guruplara istedikleri taktir de katılabilmektedir.
- Tedavi içerisinde çok önemli yer tutmakta olan; psiko-eğitim grup terapileri, bilinçlendirme toplantıları, beceri geliştirme aktiviteleri, farkındalık terapileri, motivasyonel görüşmeler, paylaşım grup terapileri, bireysel görüşmeler, etkileşim grup terapileri, uğraş terapileri yanında sosyal aktiviteler, sabah yürüyüşleri, gevşeme egzersizleri, beden eğitimi ve spor faaliyetleri, boyama ve elişi faaliyetleri, sinema ve okuma saatleri merkezimizde ki diğer tedaviyi destekleyici uygulamalar arasındadır.
Taburculuk sonrası toplumsal uyum için destekleyici eğitim faaliyetleri, çalışma yaşamına katılım için danışmanlık faaliyetleri verilmektedir. Taburculuk sonrası takipler Ayaktan AMATEM polikliniğimizce devam etmektedir.